Kaleköy

Yalnızca denizden ulaşılabilen, Türkiye’nin doğa ile iç içe mucize manzaralarından birine sahip Kaleköy; her yıl yüzlerce turist ağırlıyor. Hem doğal güzellikleri hem de kültürel birikimiyle ziyaret edenleri asla pişman etmeyen Kaleköy, ilgi çekici bir geçmişse sahip.

Kaleköy Tarihi

M.Ö 4.yy’a kadar köklü bir tarihi olan Kaleköy’ün, eski ismi Simena olarak bilinmektedir. Simena, Kekova Ada’sı karşısında bulunan yarım adadır. Antik kenti ile bilinen bu doğal güzellik, ilk olarak Pilinius tarafından kaleme alınmıştır. Likya dilinde yazılan yazıtta, Simena’nın oldukça eski bir geçmişe sahip olduğu biliniyor.

Antik Likya Birliği olarak bilinen devletin en küçük şehirlerinden biri olan Simena, en az bu birlik kadar güçlü bir geçmişe sahip.  Halk arasında Kaleköy tarihi denildiğinde bahsedilen ilk konu beldenin kalesi. Bugün ziyaret edildiğinde 4.yy’dan geriye yalnızca bu kalenin kaldığı görülebiliyor. Simena antik kenti çevresine zaman içinde yerleşerek oluşturulan bu doğa harikası köy, Kaleköy tarihini de merak edip araştırmaya vesile oluyor.

Kaleköy Gezilecek Yerler

Kaleköy ve civarında gezilip görülmesi gereken yerler hem aradığınız doğa estetiğine hem de kültürel zevklerinize hitap edecektir.

Yarım ada şeklinde olan Kaleköy’e, tekne turları ile ulaşılmaktadır. İlk gezilmesi gereken yer elbette Batık Şehir olmalıdır. Batık Şehir’e yat turları ile 8-10 kişilik geziler düzenlenmektedir. Su dalışı, yöresel lezzetler, çevrede bulunan birkaç küçük adanın ziyareti de bu geziye dâhildir. Batık Şehri geçtikten sonra karşınıza Kaleköy çıkacaktır. Kaleköy gezilecek yerler denildiğinde ise aklınıza ilk olarak köy merkezi gelmeli. Küçük el sanatları ile dolu tezgâhlar ve halkın samimiyeti eşliğinde köy yolundan kaleye ulaşmanız mümkün.

Kaleköy’ün kalesine doğru ilerledikçe ayaklarınızın altında;  Batık Şehri, Üçağız köyünü, Kaleköy’ün kendi büyüleyici manzarasını izleyebilirsiniz. Bunun yanı sıra eski Likya mezarlıkları ve kralların su yüzeyinde bulunan lahitleri muhakkak gözünüze çarpacaktır. Kaleköy gezilecek yerler açısından oldukça donanımlı çünkü Demre ve Kekova civarındaki her yere yakın. Bu yakınlığı kaleye çıktığınızda çok daha iyi anlıyorsunuz. Simena kalesi, asırlar öncesinden kalan tek kanıt olduğu için çok değerli. Üstelik inanılmaz bir manzaraya sahip.

Kaleköy’de Konaklama

Büyüleyici manzarası eşliğinde, Kaleköy’de konaklama yapmak çok kolay. Çünkü yarım adanın tamamı pansiyonlara sahip. Gideceğiniz sezon bağlı olarak değişen fiyatlar, ne kadar verirseniz verin değecektir. Çünkü Simena hem ruhunuzu hem de bedeninizi dinlendirmek için tercih edeceğiniz en güzel yerlerden bir tanesi.

Kekova’da ya da Kaleköy’de konaklamak isterseniz pansiyonlar mevcut. Kekova, Onur, Kale Pansiyon, Theimussa, Grand Hotel Kekova, Telemen, Ankh Pansiyon ve Sahil Pansiyon bunlardan yalnızca birkaçı. Kaleköy’de konaklama sıkıntısı çekmeden rahatça gezmeniz mümkün.

Kaleköy Lezzetleri

Doğal manzaralarının yanı sıra doğal tatlarıyla da etkileyen Kaleköy lezzetleri, birbirinden farklı ve geniş bir yelpazeye sahip. Konakladığınız yere göre değişkenlik gösterse de genellikle hemen her mekânda doğal ve taze lezzetler bulunuyor. Akdeniz’de olduğunuzu hissettirecek balık çeşitleri ve sebze yemekleri enfes. Kaleköy lezzetleri arasında bilhassa palamudun tadına bakmadan dönmemelisiniz. Üstelik gezip yorulduktan sonra muhteşem tazeliğiyle adaçayı da sizleri bekliyor olacaktır.

Kaleköy ile Üçağız arasında bulunan taze kekik ve adaçayları kesinlikle tadılmaya değer.

Kaleköy yeme-içme yelpazesi hemen her Akdeniz Bölgesi köyü gibi taze ve lezzetli besinlere sahip. Turunçgillerden muza, balıktan adaçayına kadar ne tadarsanız tadın burada tazesini ve en lezzetlisini yiyeceğinize emin olabilirsiniz.

Kaleköy’de Türkiye’nin neresine giderseniz gidin asla yiyemeyeceğiniz bir dondurmayı tadacaksınız. Muhtemelen yalnızca bu dondurma için bir sonraki yazı iple çekecek, kilometrelerce yolu göze alacaksınız. Çünkü özellikle ev yapımı dondurmalar dünyaya şöhreti yayılan dondurma çeşitleri inanılmaz bir tada sahip. Aroma meyveleri İstanbul’da, Ankara’da, Bursa’da ya da İzmir’de kullanılanlarla aynı fakat hiçbir esans kullanılmadan meyvenin kendisinin eklenmesi ilgi çekici. Meyveli dondurma yerken meyvenin kendisini yediğinizi anlayabiliyorsunuz. Kaleköy yeme-içme denildiğinde akla ilk gelen meyveli dondurması oluyor.

Simena Antik Kenti

4.yy’da kurulan Simena kenti, bugün yalnızca su yüzeyinde ve kale yolunda bulunan lahitlerden oluşmakta. Yalnızca kale ve lahitlerin bulunması bile bir zamanlar burada yaşayan insanları anımsamanız için yeterli. Simena Antik Kenti denildiğinde akla ilk gelen bu lahitler oluyor. Kral mezarları ve Likya halkının bulunduğu bölge, şimdi yalnızca tarih kokuyor.

Bölgenin iki kez arka arkaya depreme maruz kalması sonucu sular altında kalan Simena Antik Kenti, bugün hem tarihi hem de doğal güzellikleri ile yüzlerce turist ağırlıyor.

Simena Antik Kenti hakkında daha detaylı bilgi için tıklayınız…